gönder
Oturum Aç
Ana Sayfa
Arşiv
Filmler
Seri Filmler
Trend
Forum
En Çok İzlenen
Bugün
Dün
Bu Hafta
Bu Ay
Tüm Zamanlar
Alternatif Seçim
Son Eklenen
Ödüllü Filmler
En Çok Yorum Alan
IMDb Top 250
Film İstek
İletişim
@10794-mayday
10 yıl önce
katıldı.
95
film takip ediyor.
2783
film/bölüm izledi.
184
yorum yaptı.
Favori Filmler
İzlenen Filmler
Sonra İzle
Yorumlar
1968
7.9
Vesikalı Yarim
Dram · Romantik
1998
8.2
The Truman Show
Komedi · Dram
1966
8.0
Oh, Beautiful Istanbul
Komedi · Dram
1956
7.6
Giant
Dram · Western
1963
7.3
From Russia with Love
Aksiyon · Macera
2021
8.0
Street Gang: How We Got to Sesame Street
Belgesel · Aile
2022
8.3
Top Gun: Maverick
Aksiyon · Dram
1994
7.4
La reine Margot
Biyografi · Dram
2009
8.0
Nefes: Vatan Sağolsun
Aksiyon · Dram
2020
8.1
My Octopus Teacher
Belgesel
Daha Fazla Göster
2006
6.9
Alpha Dog
Biyografi · Suç
2001
5.3
Scary Movie 2
Komedi · Korku
2003
6.3
American Wedding
Komedi
2001
6.4
American Pie 2
Komedi
1999
7.0
American Pie
Komedi
2023
7.9
Perfect Days
Dram
2000
5.4
Abuzer Kadayıf
Komedi · Müzik
2002
5.2
The Sweetest Thing
Komedi · Romantik
2011
7.3
The Fast and the Furious 5 Fast Five
Aksiyon · Suç
2009
6.5
The Fast and the Furious 4 Fast & Furious
Aksiyon · Suç
2022
6.5
Smile
Korku · Gizem
2004
6.8
Lemony Snicket's A Series of Unfortunate Events
Macera · Komedi
2000
6.7
The Legend of Bagger Vance
Dram · Fantastik
2016
6.1
The Sea of Trees
Dram · Fantastik
1998
6.7
Armageddon
Aksiyon · Macera
2017
7.6
Jim & Andy: The Great Beyond
Belgesel · Komedi
2006
6.4
She's the Man
Komedi · Romantik
2011
7.0
Kill the Irishman
Biyografi · Suç
2019
7.3
Alita: Battle Angel
Aksiyon · Macera
2001
6.5
Swordfish
Aksiyon · Suç
1989
6.7
Road House
Aksiyon · Gerilim
2006
7.8
Apocalypto
Aksiyon · Macera
2016
7.0
The Dressmaker
Komedi · Dram
2016
6.5
The Choice
Dram · Romantik
2022
6.4
Beyond Infinity: Buzz and the Journey to Lightyear
Belgesel · Kısa
1988
7.6
Dangerous Liaisons
Dram · Romantik
1993
7.2
In the Line of Fire
Aksiyon · Dram
2002
6.2
Austin Powers in Goldmember
Aksiyon · Macera
2022
6.1
Lightyear
Animasyon · Aksiyon
1996
7.4
Scream
Korku · Gizem
Daha Fazla Göster
Chameleon Street
Small Things Like These
A Different Man
Skunk
Aile Şerefi
Poor Things
Jim Carrey, birçok kişinin ama özellikle çocukluğunu 90'larda geçirmiş benim gibi neredeyse herkesin bayıldığı biriydi. Oyuncu olarak değil sadece, adamı seviyorduk. Çenemizi ve boynumuzu sağa sola hareket ettirirdik onu taklit etmek için. Sinema salonlarının bize büyülü geldiği yıllardaki büyücülerden biriydi. "Yalancı Yalancı", "Truman Show", "Maske", "Budala Dedektif", "Salak ile Avanak".. Hepsi iz bıraktı bizde. Belki 15-16 yıl önce, dvd koleksiyonu yaptığım yıllardı; o oynuyor diye "Man on The Moon" filminin dvd'sini almıştım. Kaufman'ı tabii ki tanımıyordum. Film bana hiç hitap etmemişti, açıkçası hala da etmez. "Jim Carey çok iyi oynamış tamam da ne izledim ben!" diye düşünmüştüm. Sonraları, (görüntüler yasaklıyken bile) Carey'nin çekimler bitene kadar rolden çık(a)madığı, sette Kaufman olarak dolaştığı söylenmeye başladı. Belgeseli çıkınca da, şehir efsanesi olmadığı ortaya çıktı. İzlemek bugüne kısmetmiş. Bir oyuncunun performansının ulaştığı seviyeyi belirtmek için, "oynamadan oynamak" tabirini kullanıyorlar. Jim Carey, Andy Kaufman ve Tony Clifton "olmuş". Kaufman'ın kız kardeşi Carol sete geldiğinde ona bakışı ve sarılışı bunun ispatı. Andy sağ olsaydı belki o da sarılırdı; belki de hangisi gerçek Andy belli olsun diye güreşe davet ederdi :)) İyi ki varsın Jim Carey. Belgeselde, sadece kamera arkası çekimlerini değil, Jim Carey'nin zihinsel dönüşümünün bugün geldiği noktayı da izleyebilirsiniz. Tavsiye ederim. Benim için 8.5/10.. Ek bilgi 1) Universal Stüdyoları, oyuncusu Carey "pislik gibi" gözükmesin diye görüntülerin yayınlanmasını yaklaşık 20 sene engellemiş. Ek bilgi 2) Hem Jim Carey hem Andy Kaufman 17 Ocak doğumlu.
1 ay önce
Beğen
1
İMDb'nin "Trivia" kısmına göz atarsanız Jake Gyllenhaal tarafından yapımın ne kadar ciddiye alındığını görebilirsiniz. Mesela: 1) Gyllenhaal, karakteri (Lou) bir "aç çakal" olarak görmüş ve bu etkiyi uyandırmak için lahana salatası yiyip sakız çiğneyerek, günde 8 saate kadar egzersiz yaparak ve sete koşarak veya bisikletle giderek 9 kilo vermiş (Göz altındaki ve avurtlarındaki çukurlar bu yüzden demek). 2) Riz Ahmed'le beraber çekimler boyunca abur cubur yiyip mümkün olduğunca uyumamışlar ve gerçek "Nightcrawler"larla gezmişler. 3) Gyllenhaal, aynada kendine bağırdığı doğaçlama sahnede, kendini kaptırıp aynayı kırmış ve elini kesmiş. Yönetmen tarafından hastaneye kaldırılıp 4 saatlik operasyonla eline 46 dikiş atılmış; taburcu olduktan 6 saat sonra sete geri dönmüş. Hurdalık sahibine mottosunu söylediği sahnede elini bu yüzden arkada tutmuş. 4) Gyllenhaal, tüm filmi tiyatro oyunu gibi ezberlemiş. Bence "Nightcrawler"ın farkı hikayenin ele alınış biçiminde saklı. Gyllenhaal, ilk karşılaşmalarında filmin senaristi ve yönetmeni Dan Gilroy'a Lou'yu nasıl gördüğünü soruyor. Gilroy'un cevabı, "Bunu bir başarı hikayesi olarak görüyorum" ve ikisi de tipik bir karakteri tanımlayan "klasik ahlaki etiketlerin herhangi birini ortadan kaldırma" fikrini çok sevmişler. Özgün, hayatın kıyısında kalmış ve gerçekçi bir hikayeye uygun karakter yazılmış ve sıra dışı bir performansla oynanmış. Sadece bunun için bile izleyebilirdim; üstüne seyir kalitesi de pek iyiydi. A sınıf sinema filmi. Tavsiye ederim. Benim için 8.4/10..
1 ay önce
Beğen
1
Mükemmel performanslar.. Glenn Close, John Malkovich ve Michelle Pfeiffer.. Destek rolünde Uma Thurman ve Keanu Reeves var; yalnız, Glen Close'un jest ve mimikleriyle sergilediği oyunculuk başka bir şey. Bunun için de, karakterlerin duygularını anlatmasını veya saklamasını sağlayan becerikli diyaloglar (Christopher Hampton), yolu açan yönetmen (Stephen Frears) ve inandırıcı sanat yönetimi (Gerard Viard, Gavin Bocquet) var. Yapım bana "The Age of Innocence" (1993) filmini hatırlattı ki, Pfeiffer orada da oynuyor. Süresi hariç beğendiğimi hatırlıyorum ancak "Dangerous Liaisons" bence daha ileride. Birbirine kılıf olarak kullanılan aşk, hayranlık, tutku, kıskançlık, kin, acı, özlem, sadakat gibi duygular arasında dolaşmak isterseniz tavsiye ederim. Final sahnesiyle beni etkiledi. Benim için 7.7/10.. Not: Filmin kaynağı olan Choderlos de Laclos'un "Les Liaisons Dangereuses" adlı romanı 1782'de yayınlandığında skandal olarak değerlendirilmiş; öyle ki, Kraliçe Marie Antoinette kişisel kütüphanesi için bir kopyasını sipariş ettiğinde, yazarın adını veya unvanını kimsenin tanımaması için boş bir kapakla ciltletmek zorunda kalmış. Magazin notu: John Malkovich ve Michelle Pfeiffer'ın filmin yapımı sırasında yaşadığı birliktelik ikisinin de evliliklerinin bitmesine neden olmuş.
1 ay önce
Beğen
0
Tarihi gerçeklere tam olarak uyulduğu söylenemese de (Salieri'nin aslında Mozart'a destek olması; Tanrı'ya armağanları nedeniyle şükretmek için bekarlığı seçmemesi, Mozart'la tanıştığında evli olması; Mozart'ın ilk konçertoyu 4 değil 11 yaşında yazmaya başlaması gibi) ki böyle bir zorunluluğu da yok ve fakat film bana dokundu. Her şeyiyle beğendiğimi söyleyebilirim. Murray Abraham'ın (Salieri) oyunculuğu harikuladeydi. 18. yüzyıl Viyana'sının dünyasını 1980'lerde kurabilmek için harcanan emekten çok etkilendim. Mesela: 1) Çekimler, günün koşullarını oluşturabilmek adına, komünist rejim altında olmasına ve gizli polis tarafından takip edilmelerine rağmen, (televizyon antenleri, plastik ve asfalt gibi) daha az modern tertibata sahip olduğu için Prag'da gerçekleştirilmiş. 2) Birkaç müzik profesörü, basıldığını gördüğümüz her tuşun duyduğumuz sesle birebir aynı, yani "tamamen" doğru olduğunu tespit etmiş. 3) Tom Hulce (Mozart) günde 6 saatten 6 ay boyunca zamanını senfonileri çalmaya harcamış. 4) Hulce, Mozart'ın özgün ve itici olduğu iddia edilen kahkahasını yapabilmek için ürettiği kıkırdamayı sadece kamera önünde çıkarabilmiş (Kahkaha aslında Tanrıların alaycı gülüşünü temsil etmesi için kullanılan dramatik bir araç, bir nevi "leitmotiv") 5) Murray Abraham (Salieri) rolü için müzik okumayı ve yönetmeyi öğrenmiş. 6) Abraham'ın makyajı her gün yaklaşık 4.5 saat sürmüş. 7) Salieri ve Mozart'ın senaryodaki mesafelerine paralel olarak, Hulce ve Abraham da sette aralarına mesafe koymuşlar. 8) Opera yapımlarının dekor ve kostümleri, operaların prömiyeri sırasında kullanılan orijinal kostüm ve dekorların taslaklarına dayanıyormuş 9) Filmin tamamı doğal ışıkla çekilmiş; bunun için pencereleri kopya kağıdıyla kapamışlar. İzlemeyi düşünenlere tavsiyem, kendinize sakin bir gün seçin ve lütfen 3 saatinizi (8 Oscar, 4 Altın Küre, 4 Bafta ödüllü) bu sanat eseri filme ayırın. O zaman duyguyu daha yoğun hissedeceksiniz. Benden tam puan.. İyi seyirler..
2 ay önce
Beğen
0
Filmin ortalarında, "bu kadar uzamasa mıydı" diye düşünsem de, kendisini izletmeyi başaran bir yapım "The Abyss". Hiç kullanılmamış bir nükleer reaktör tankının ev sahipliği yaptığı, zor su altı sahnelerinin çoğunda aktörlerin kendisi oynamış. Mesela, platform sular altında kaldığında sudan veya kopan parçalardan kaçanların, kapalı kapılar ardında boğulmamaya çalışanların hepsi oyuncularmış ve çekim başlamadan sertifikalı dalgıç olmak zorundalarmış. Saatler süren yorucu su altı çekimleri ve soğuk, James Cameron'ın mükemmeliyetçi karakteri ve (iddiaya göre) diktatörce tavırlarıyla birleşince, ortaya ekip ve oyuncular için keyifsiz (öyle ki Ed Harris, filmle ilgili bugüne kadar belgesel hariç konuşmamış; Mary E.Mastrantonio da "The Abyss birçok şeydi ancak 'yapması eğlenceli' bunlardan biri değildi" demiş) ancak 35 yıl önce çekilmesine rağmen inandırıcı bir bilim-kurgu yapımı çıkmış. Tasarladıkları dünyayı oluşturabilme başarısını Oscar'da konuyla ilgili 1'i kazanılmış 4 adaylık (görüntü yönetimi, sanat yönetimi, ses, görsel efekt) kanıtlıyor. Son kısmıyla da insanlığa anlamı her geçen gün artan doğru mesajlar veren "The Abyss"i ben beğendim. Benim için 7.2/10.. Gereksiz bilgi: 2.33.20'de ekranın sol altındaki hareketiyle bir gencin beyazperdeye yansıyan "trol"lüğünü görebilirsiniz :))
2 ay önce
Beğen
0
Kısır hikaye ve senaryo, beceriden yoksun anlatı.. Damla Sönmez beğendiğim bir oyuncu, hikaye de onun karakteri üzerine inşa edilmiş. Ancak ne hikayede ne de senaryoda karakterinin gelişimi yok. Diğer karakterler (Ahmet Rıfat Şungar'ın ki bile) ona bağımlı yazıldığı için ortada pek bir hikaye de yok. Bir durum var sadece. 100 dakika süren bir durum. Senaristler ve yönetmenler aynı (Nisan Dağ ve Esra Saydam) hatta Esra Saydam hikayenin sahibi ve yapımcılardan biri, dolayısıyla ciddi bir başarısızlık bu. En azından orta halli bir dram hikayesi olabilirmiş. Evet, "Deniz Seviyesi" durumdan kaynaklı dramı yansıtıyor ama bir şey anlatmıyor. Benim için 5.4/10..
2 ay önce
Beğen
0
Madem filmin sonuyla ilgili yorum yazacaksınız, keşke "spoiler" tuşuna bassaydınız! Sayın ADMİN, bu yorumu "spoiler" içine alır veya kaldırır mısınız lütfen?
4 ay önce
Beğen
2
Filmin 36 sene öncesinin Fransız yapımı olduğu düşünüldüğünde, belgesele yaklaşacak kadar başarılı bir kurgusu olması büyük bir emek verildiğini gösteriyor. Zaten yapımın hazırlığı 6 yıl, çekimleri 8 ay sürmüş ve Oscar'da "en iyi kurgu" (Noëlle Boisson), Bafta'da ise "en iyi görüntü yönetimi" (Philippe Rousselot) adaylığı almış. Yönetmen de benim "Kapıdaki Düşman", "Gülün Adı" ve "Tibet'te 7 Yıl"dan bildiğim Jean-Jacques Annaud. Ek bilgi 1: Film gösterime girdiğinde insanlar Bart'tan o kadar etkilenmişler ki, Oscar'da en iyi erkek oyuncu dalında aday olması için kampanya başlatmışlar fakat Akademi, insan olmayan oyuncu olduğu için izin vermemiş. Ek bilgi 2: Erkek ayılar fırsatları varsa yavru ayıları yerlermiş; bu sebeple yetişkin ayı Bart'ı, yavru ayı Youk'la sorun yaşamasın diye, önce Youk'un ölçülerinde bir oyuncak ayıyla alıştırmışlar. Belgesel olarak çekselermiş, onlarca başarılı belgeselden biri olurmuş ancak sinema filmi olarak çekince bence fark yaratmışlar. İyi ki de öyle yapmışlar. Tavsiye ederim. Benim için 7.8/10..
4 ay önce
Beğen
0
Taptaze bir film. Sadece vizyon tarihiyle değil modern hatta post-modern hayata dönük bakışından ötürü de. Akıllıca yazılmış senaryosu ve ona uygun çekilmiş (beni içine çeken) sahneleriyle (yormadan) çift hayatına, siyahi olmaya, oyunculuğa, (duyguları ajite etmeden) kanser illetine ve direnip mücadele etmeye dair anlatmak istediklerini 96 dakikada başarmış bence. Ortaya ayağı yere basan gerçekçi bir romantik dram hikayesi çıkmış. Arsema Thomas ve Darrell Britt-Gibson (senaryoyu da yazmış) farklı enerjiye sahip ve fakat birbirini tamamlayan ikili olmuşlar. Performanslarını çok beğendim. Filmin puanı neden bu kadar düşük anlamadım; ben gerçekten sevdim filmi. Benim için 7.4/10..
4 ay önce
Beğen
0
Ömer Kavur'dan iletişimsizliği (ve ondan kaynaklanan yolculuğu) merkezine alan, etkileyici görselliğe sahip ve erken bir tarihte bu sorunu odağına almasıyla da çağdaş bir anlatı. Fethiye'de ve Ayvalık'ta çekilen filmin mekan seçimleri anlatımı fazlasıyla desteklemiş. Görüntü yönetimi (Salih Dikişçi) de bence üst düzey iş çıkarmış. Sinemanın neredeyse bitişine, köyde öğretmenin etkisine, mübadeleyle Rumların terkettiği evlerin kalanlara etkisine, kısacası toplumsal tarihe atıflar var. Ayrıca, değerli oyunculardan kurulu bir kadroya sahip. Ömer Kavur'un bakışına, hikayeyi anlatım diline bayıldım. "Kırık Bir Aşk Hikayesi"nden sonra izlediğim 2. filmi. Sırada Yusuf Atılgan'ın meşhur "Anayurt Oteli" kitabının uyarlaması var. Gerçekten, (hele bizim sinemamız için) bambaşka bir zihinmiş. Sinemaseverlere öneririm. Restorasyonu da çok başarılı. Benim için 7.3/10..
4 ay önce
Beğen
0
Daha Fazla Göster
Sevgi ❤️ ile inşa edildi.
Forum
Kullanım Koşulları
Gizlilik Politikası
İletişim
© 2023