594
633
PopülariteWe Bought a Zoo (2012)
Film 124 dk. 155.02b izlenme7.5 Puan
We Bought a Zoo, gerçek bir hikayeden uyarlanan ve izleyicilere umut dolu bir yaşam öyküsü sunan bir filmdir. Film, eşini kaybettikten sonra hayatında yeni bir başlangıç yapmak isteyen Benjamin Mee'nin hikayesini anlatır. Benjamin, iki çocuğuyla birlikte şehir hayatından uzaklaşarak kırsal bir bölgede yeni bir ev arayışına girer. Ancak, satın aldığı evin yanında bir hayvanat bahçesi olduğunu keşfeder. Bu beklenmedik durum, Benjamin ve ailesi için hem zorlu hem de heyecan verici bir maceranın başlangıcı olur. Hayvanat bahçesini yeniden canlandırmak ve hayvanlara daha iyi bir yaşam sunmak için kolları sıvayan Benjamin, bu süreçte hem kendisi hem de ailesi için önemli dersler çıkarır.
Film, aile bağlarının gücünü ve zorluklar karşısında pes etmemenin önemini vurgular. Benjamin ve çocukları, hayvanat bahçesini yeniden açmak için çeşitli engellerle karşılaşırken, aynı zamanda kendi içsel yolculuklarını da tamamlarlar. Hayvanat bahçesinin çalışanları ve çevredeki toplulukla kurdukları ilişkiler, onlara yeni bir aile ve destek ağı sağlar. We Bought a Zoo, izleyicilere sevgi, dayanışma ve azimle her türlü zorluğun üstesinden gelinebileceğini gösteren ilham verici bir hikaye sunar. Film, hem duygusal hem de eğlenceli anlarıyla izleyicilere keyifli bir deneyim yaşatır.
Film, aile bağlarının gücünü ve zorluklar karşısında pes etmemenin önemini vurgular. Benjamin ve çocukları, hayvanat bahçesini yeniden açmak için çeşitli engellerle karşılaşırken, aynı zamanda kendi içsel yolculuklarını da tamamlarlar. Hayvanat bahçesinin çalışanları ve çevredeki toplulukla kurdukları ilişkiler, onlara yeni bir aile ve destek ağı sağlar. We Bought a Zoo, izleyicilere sevgi, dayanışma ve azimle her türlü zorluğun üstesinden gelinebileceğini gösteren ilham verici bir hikaye sunar. Film, hem duygusal hem de eğlenceli anlarıyla izleyicilere keyifli bir deneyim yaşatır.
Matt Damon'ı, Scarlet Johansson'ı beğenmeyen var mı? Bence yoktur. Jason Bourne karakterinin "kaslı" kahramanı, Prestij'in "seksi şempanzesi" öyle güzel ve toplumun özlediği öyle duru bir hikayede rol alıyorlar ki her geçen gün bizden uzaklaşmaya, kararan dünyamızdan elini eteğini çekip kaçmaya başlayan berraklığı bize yeniden hatırlatıyor ve dünyamıza yeniden davet ediyor. Sarışın küçüğün, şekerparenin dünyasındaki berraklığı...
Yumruklarını iyi kullanan, güzelliğini karşısındakinin elini kolunu bağlamak için kullanan karakterleri gördüğümüz kadar evlatları için yepyeni bir hayatı tercih eden adamlara, bakıma muhtaç hayvanlar için herşeyini feda eden bayanlara aşina mıyız sizce?! Gördüğü her dişiye sarkıntılık etmeyi maharet sayanlar mı daha çok perdede, yoksa kaybettiği eşine hala aşık olan ve oturup resimlerine bakarken beraber geçirdikleri güzel anlara dalan adamlar mı? Ya da en ufak bir göz kırpmayla neredeyse kucağa atlayacakları mı izliyoruz ziyadesiyle, yoksa aşkı hissetmesine ve karşılık bulmasına rağmen utanan, gözlerini ve sonrasında kendisini kaçırmak zorunda kalan, aylar sonrasına randevu vermeyi ancak kabul edebilenleri mi?
Aslında bazen dünyama giren bütün kirlilikleri harddisk'imden rahatlıkla sildiğim gibi silip atmak, burada olduğu gibi durulukları oraya doldurmak istiyorum. Keşke seyrettiğim her film böyle temiz olsa...