257
257
PopülariteWar Horse (2012)
Film 146 dk. 167.01b izlenme7.3 Puan
War Horse, I. Dünya Savaşı sırasında geçen etkileyici bir hikayeyi anlatır. Film, genç bir adam olan Albert ve onun sevgili atı Joey arasındaki güçlü bağı merkezine alır. Albert, Joey'i eğitir ve aralarında derin bir dostluk gelişir. Ancak savaş patlak verdiğinde, Joey ordu tarafından satın alınır ve cepheye gönderilir. Albert, yaşının küçük olması nedeniyle savaşa katılamaz, ancak Joey'i tekrar bulmak için elinden geleni yapmaya kararlıdır. Film, savaşın yıkıcı etkilerini ve insan ile hayvan arasındaki duygusal bağı etkileyici bir şekilde işler.
Film, savaşın acımasızlığını ve insan ruhunun direncini gözler önüne sererken, aynı zamanda umut ve dostluk temalarını da işler. Joey'in savaş alanındaki yolculuğu, farklı insanların hayatlarına dokunur ve onların hikayelerini de izleyiciye sunar. Yönetmenliğini Steven Spielberg'in üstlendiği bu yapım, görsel açıdan etkileyici sahneleri ve duygusal derinliği ile dikkat çeker. War Horse, izleyicilere savaşın ortasında bile insanlık ve sevgi dolu anların var olabileceğini hatırlatan güçlü bir anlatı sunar.
Film, savaşın acımasızlığını ve insan ruhunun direncini gözler önüne sererken, aynı zamanda umut ve dostluk temalarını da işler. Joey'in savaş alanındaki yolculuğu, farklı insanların hayatlarına dokunur ve onların hikayelerini de izleyiciye sunar. Yönetmenliğini Steven Spielberg'in üstlendiği bu yapım, görsel açıdan etkileyici sahneleri ve duygusal derinliği ile dikkat çeker. War Horse, izleyicilere savaşın ortasında bile insanlık ve sevgi dolu anların var olabileceğini hatırlatan güçlü bir anlatı sunar.
‘Er Ryan’ı Kurtarmak’ vizyona girdiği dönemde, Vanity Fair dergisinde bu filme ilişkin kaleme alınan bir yazıda, son derece önemli bir tespit de yer alıyordu. Söz konusu denemeye göre, İkinci Dünya Savaşı, Amerika’nın katıldığı ‘Son haklı savaş’tı ve bu yüzden Hollywood bu döneme sık sık dönmeye ayılıp bayılıyordu. Spielberg elbette çok çok iyi bir yönetmen, filmografisindeki birçok yapıt çoktan ‘Sinema tarihi’nde yerini aldı bile. Lakin ‘kusursuz’ biri değil. Bunu elbette kendi durduğum yerden söylüyorum, yoksa onun sinemasal tekniğine ya da yeteneğine ilişkin bir itiraz değil benimki. Tipik bir Cumhuriyetçi olan üstadımız, aileye ve kendisine yetiştiren kültürün değerlerine çok çok önem veriyor. Yetişme döneminde ebeveynleri ayrılmış, bu durumu filmlerine de yansıtıyor, özellikle ‘ET’de babasız bir aile profilini görmek mümkündü, ‘Dünyalar Savaşı’nda da işi yaramadığına inanan, evliliğini başaramamış bir babanın, uzaylılarla savaşırken bir yandan da kendisini oğluna kanıtlamasının öyküsünü izliyorduk.
Bunun dışında bence filmde üç mükemmel sahne var. Bunlar, İngiliz birliklerinin Almanlara yaptığı baskın sırasında, buğdaylar arasından süzülüp gelmeleri ve nihayetinde baskın sonrasında kameranın yukarıya yükselerek, manzara-i umumiye hakkında bize fikir verdiği kare, ve Joey’in siperlerde koştuktan sonra tellere takılıp kurtarılma aşamasını da kapsayan o upuzun sekans..