The Complete Metropolis izle

Bilimkurgu dünyasında büyük bir adım olarak kabul edilen bu eser, henüz mutfak robotları bile yokken "android" kavramını tanıtmıştır. Aynı zamanda, kusursuz bir sosyolojik taşlama örneği sunarak, toplumsal tabakalar arasındaki derin uçurumu sembolik olmaktan ziyade açıkça gözler önüne sermektedir. Eser, aba altından sopa göstermeden, doğrudan ve cesur bir şekilde eleştirilerini dile getirir. Ayrıca, dönemi ve tüm zamanlar için en fazla canlı figür kullanılan çalışmalardan biri olarak dikkat çeker.

1927 yapımı Metropolis, sinema dünyasında devrim yaratan ve bilim kurgu türünün temellerini atan ilk büyük bütçeli projelerden biri olarak öne çıkıyor. Zamanla orijinal kopyaları kaybolan bu film, 2008 yılında Brezilya'da oldukça yıpranmış bir halde bulundu. Pek çok sahnesi zarar görmüş ve çözünürlüğü bozulmuş olsa da, kaybolan sahneler ve ara yazılar açıklamalarla tamamlanarak, görüntüler mümkün olduğunca netleştirilerek yeniden hayata döndürüldü. Bu süreç bile başlı başına tarihe tanıklık etmek için filmi izlemeye değer kılıyor.
Metropolis, işçi sınıfına bakış açısını ve toplumsal ayrışmayı mitolojik ve tarihi unsurlarla anlatıyor. Bu mesajları aktarırken kullandığı çarpıcı görsel dil ise izleyiciyi etkiliyor. Setlerin inşası o kadar başarılı ki, "Metropolis şehri modern mimariye ilham verdi" dense inanmak mümkün. Filmdeki heykeller, dönemin önemli sanatçılarından esinlenerek yaratılmış ve kostümler, günümüzde bile birçok yüksek bütçeli filmin ulaşamadığı bir seviyede.
Film, işçi sorunlarının çözümünü devlet aracılığıyla sunuyor ve "eller ile beynin aracısı kalp olmalıdır" sloganı, film boyunca birkaç kez tekrarlanarak anlam kazanıyor. Ne yazık ki, 1927'de dile getirilen bu sorunlar, 2021'de daha da büyüyerek karşımıza çıkıyor.
Cyberpunk temasını sevenler için Metropolis, bu türün ilk örneklerinden biri olarak değerlendirilebilir. Filmde iki zıt karakteri canlandıran Brigitte Helm'in performansı ise övgüyü hak ediyor. Aşağıda bir makale linki paylaşıp, yorumlarda filmden etkileyici görseller ekleyeceğim.

bundan 100 sene önce çekilmiş bir filmi eleştirmek çok büyük haksızlık olur. ilk tv yayının türkiyede 1968 de olduğunu düşünürsek bu filme saygı duymamız lazım. filmi çekenin o tarihte ufkunun o kadar açık olması.. 1927 senesi sinemanın milattan öceki çağı sayılır. kısıtlı imkanlarla çekilmiş,senaryo oyunculuk falan aranmaz,çünkü teknoloji yok denecek kadar az.. notum 10/10

bu filmi 27 de sinemada izlediğimi düşündüm o kovalamaca dövüş geleceği resmeden kareler nasılda heycanlı gelirdi acaba
bide şu filmde oynayan en genç insanın bile ölmüş olma ihtimali beni şaşırtıyor

Yıllardır ertelediğim bir filmdi, sonunda izledim. Gerek senaryosuyla, gerek atmosferiyle olsun; yılına değil, tüm zamanlara hitap eden bir yapıt olmuş. Sadece Robot Maria'nın birkaç dakikalık dansı için bile 2 buçuk saat izlenir. Maria ve robotu oynayan kadının 19 yaşında olması, ne kadar yetenekli bir sanatçı olduğunu da ortaya koyuyor. Bu filmi izledikten sonra popüler kültürdeki birçok filmin, dizinin, hatta çizgi filmin bu filmdeki unsurlara gönderme yaptığını yeni fark ettim.

Şu koca şehirde bir tane olsa bile jandarm yok mu isyancıları durdursun