- Atıştırmalık 1581
- Efsane Kadro 1513
- Hikaye Şaheseri 1460
- Gene Olsa Gene İzlerim 1436
- Gizli Hazine 1321
- Zaman Katili 1298
- Görsel Şölen 1276
- Adrenalin Fırtınası 1273
- Müzikleri Harika 1256
- Sanatçı İmzalı 1252
- Aşırı Abartılmış 1157
- Kült Filmler 1094
- İkonik Replikler 1086
- Formül Senaryosu 1027
- Gergin Bekleyiş 991
- Namahrem 813
- Hıçkırık Garantili 812
- Beynim Yandı 777
- Kahkahadan Yıkıldım 700
- Tüyler Ürperdi 462
The Fountain
2007Acaba bizler Adem ve Havva'nın birer yansıması mıyız? Belki de defalarca dünyaya geliyoruz ve aynı toprağın döngüsünün bir parçasıyız. Düşünsene, Hz. Adem öldüğünde toprağa karışıyor ve o topraktan bitkiler yetişiyor. Bu bitkilerin polenleri rüzgarla yayılıyor, arılar tarafından toplanıyor, kuşlar tarafından taşınıyor ve sonunda bal ya da meyve olarak başka bir insanın besini haline geliyor. Belki de farklı zamanlarda tekrar tekrar dünyaya geliyoruz ve hep aynı ruhlarla karşılaşıyoruz, farkına varmadan. Dejavu dediğimiz şey belki de bu; zihnimizi kaplayan o derin enerji ve yücelik. Belki de sonunda bizi bekleyen bir sonsuzluk var, çünkü bu döngü sonu olan bir şey değil. Sonsuzluğun olduğu bir yerde, sonu olan bir şeyden bahsetmek mümkün mü? Ölüm, aslında yaratılışın bir parçası değil mi? Yaşamımız, sonsuz bir planın parçası olabilir ancak; ölüm, yok oluş değil. Tüm bu yaşamın kaynağı olan bir enerji, bir güç olmalı... İşte bu düşünceler insanın aklını karıştırıyor.
The Fountain
2007Darren Aronofsky'nin "AŞK" ve "EBEDİYET" temalarını ustalıkla işlediği eseri için bir dakikalık saygı duruşunda bulunmak gerekir. Bilimkurgu ile aşk ve ölümsüzlük kavramlarını öyle etkileyici bir şekilde birleştirmiş ki, film sona erdiğinde kesinlikle bir başyapıt izlediğinizi hissediyorsunuz.
The Fountain
2007Darren Aronofsky'nin "AŞK" ve "EBEDİYET" temalarını olağanüstü bir şekilde ele alışı için bir dakikalık saygı duruşunda bulunmak gerekir. Bilimkurgu ile aşkı ve ölümsüzlüğü öyle ustaca birleştirmiş ki, film sona erdiğinde kesinlikle bir başyapıt izlediğinizi hissediyorsunuz.
The Fountain
2007Bazı filmler, izleyiciye farklı bakış açıları kazandırarak duygusal ve mantıksal derinlikler sunar. Bu film de tam olarak böyleydi. Müzikleri, hissettirdikleri ve oyunculuklarıyla gerçekten etkileyici bir deneyim sundu.
Persona
1966Birçok film izledikçe, genellikle her birinin benzer yönlerini fark eder ve bazı sahneleri özdeşleştirirsiniz. Ancak, "Persona" için böyle bir benzerlik bulamadım. İzlerken hissettiğim duygular, hayatımda tanıdık olsa da, filmler dünyasında oldukça yabancıydı. 1 saat 25 dakikalık süresi, bir film için kısa gibi görünse de, zaman algısını bükerek sanki 4-5 saatlik bir deneyim yaşatıyor. İyi bir yönetmenin aynı zamanda iyi bir fotoğrafçı olması gerektiğine inanıyorum. Bergman'ın fotoğrafçılık yeteneğini filme bu kadar güçlü bir şekilde aktarması beni derinden etkiledi. Bergman sinemasına olan yabancılığım nedeniyle, film boyunca sürekli şaşkınlıkla etrafa baktım. Yakın plan çekimler inanılmaz derecede etkileyiciydi. Filmin psikolojik çözümlemesi benim bilgi sınırlarımı aşıyor. Ancak, "Persona"yı izledikten sonra, film üzerine yapılan okumaların izleme deneyimini tamamladığını düşünüyorum. Kafamı kurcalayan ama tam olarak anlamlandıramadığım birçok sahne vardı. Şunu söyleyebilirim ki; gizlendiğim maskelerin, alter egomun, sakladığım gölgelerin ve toplumdan kaçtığım anların farkındayım. Ancak bu farkındalığı en yoğun şekilde bu filmi izlerken yaşadım. Gerçekten inanılmaz bir deneyimdi.
Persona
1966Ingmar Bergman'ın başyapıtı "Persona" üzerine ilk yazımı kaleme alıyorum. Bu film, beni derinlemesine düşündüren ve çözümlemeye iten bir yapıt oldu. Ancak, bu yazıda filmle ilgili çıkarımlarımı paylaşmak yerine, filmin ve karakterlerinin bende uyandırdığı sorgulama isteğine odaklanmak istiyorum. "Persona", izleyicinin ideolojisi ve duygusal durumu doğrultusunda farklı anlamlar kazanabilen bir film. Bergman, karakterleri ve hikayeyi kendi anlatmak istedikleri doğrultusunda ustaca şekillendirmiş. Ancak, filmdeki psikolojik unsurlar, izleyicinin kendi algılayabildiği ölçüde anlam kazanıyor. Bu nedenle, "Persona"nın tekrar tekrar izlenmesi ve üzerine düşünülmesi gerektiğine inanıyorum. Bu süreç, izleyicinin kendi düşüncelerini anlamlandırmasına da yardımcı olabilir. Filmde beni en çok düşündüren karakter Alma. Özellikle, filmin başlarında kameraya karşı yaptığı itiraflar ve ilerleyen süreçteki değişimi dikkat çekici. Alma'nın kocasına ihanetini anlatışı, insanın sürekli değişen bir varlık mı yoksa farklı durumlar karşısında farklı maskeler takan bir aktör mü olduğunu sorgulatıyor. Elisabeth'in sessizliği ise, belki de tek bir karakter olarak kalabilmenin bir yolu mu? Alma'nın "Sessizliği ve hareketsizliği büyük bir ruhsal gücün göstergesi" sözü, Elisabeth'in gerçekten bu güce sahip olup olmadığını sorgulatıyor. Alma'nın cinsel deneyimlerini anlattıktan sonraki duygusal çöküşü, Elisabeth'in bir yardım eli mi yoksa iki karakterin birleşimi mi? Bu yazıda sadece Alma'nın bir yönüne değindim. "Persona", üzerine saatlerce konuşulabilecek ve yazılabilecek bir film. Bergman'ın sinemaya kazandırdığı sorgulama ve farkındalık kavramları, bu filmi defalarca izlemeyi ve üzerine düşünmeyi gerektiriyor. Her izleyicinin kendi bakış açısıyla katkıda bulunabileceği bu film hakkında yazmaktan çekinmeyin. Çünkü her yorum, bir bakıma doğrudur ve kişisel bir perspektif sunar.
- Atıştırmalık 1581
- Efsane Kadro 1513
- Hikaye Şaheseri 1460
- Gene Olsa Gene İzlerim 1436
- Gizli Hazine 1321
- Zaman Katili 1298
- Görsel Şölen 1276
- Adrenalin Fırtınası 1273
- Müzikleri Harika 1256
- Sanatçı İmzalı 1252
- Aşırı Abartılmış 1157
- Kült Filmler 1094
- İkonik Replikler 1086
- Formül Senaryosu 1027
- Gergin Bekleyiş 991
- Namahrem 813
- Hıçkırık Garantili 812
- Beynim Yandı 777
- Kahkahadan Yıkıldım 700
- Tüyler Ürperdi 462